Kayısının Hikayesi: Tarihte Bir Güzellik Yarışmasından Dünyanın Güzelliğine

Pek çok şey tarihteki o ilk güzellik yarışmasıyla başlar. Hera, Afrodit ve Athena, Altın Elmayı bir türlü paylaşamazlar ve bir güzellik yarışması düzenlenir. Hakemlik görevini üstlenen Paris, paylaşılamayan altın elmayı Afrodit’e layık görür. Afrodit ise altın elma karşılığında en güzel aşkla ve en güzel kadınla buluşma sözünü Paris’e verir. İşte o kadın, Spartalı Helen. Paris’e olan aşkı yüzünden eşi Kral Menelaus’u terk eden, aşkıyla ölümlüleri ve ölümsüzleri birbirine düşürüp Truva Savaşı’na sebep olan, güzelliği dillere destan kadın Spartalı Helen. Ve Altın Elma ile daha da ışıldayan bir aşk.

Barış, bilgelik ve sanat; nefes aldığımız her anı yaşamaya değer kılan güzellikler, ruhumuzu besleyen inceliklerdir. İster “altın elma” densin, ister İran ve Mısır’da söylendiği gibi “güneşin altın yumurtası” diye adlandırılsın, kayısı binlerce yıldır sadece bedenimizi değil, ruhumuzu da ışıltısıyla besliyor. Aynı zamanda barışın, bilgeliğin ve sanatın sembolü olduğunu düşünürsek, kayısının Konfüçyüs’le buluşmuş olması da şaşırtıcı gelmiyor. Felsefesini öğrencilerine Qufu Şehri’ndeki bir kayısı ağacının gölgesinde (Apricot Tree Pavilion) öğrettiği bilinen Konfüçyüs, akıl ve ruh ile dünyayı güzelleştirenler arasında yer alır. Eğer bilgelik ve sanat içindeyse, sanki yollar her zaman kayısıda kesişiyor. Kayısı, kadim bilgelik bağlarıyla insanoğlunu sanki köklendiriyor.

A lot of things start with that first beauty contest in history. Hera, Aphrodite, and Athena could not agree on sharing the Golden Apple, which led to the organization of a beauty contest. Paris, taking on the role of the referee, deemed the unshareable Golden Apple worthy of Aphrodite. In return, Aphrodite promised Paris the best love and the most beautiful woman, who happened to be Helen of Sparta. Helen, driven by her love for Paris, abandoned her husband, King Menelaus, and this love played a significant role in sparking the Trojan War, pitting mortals against immortals. This love story shines even brighter with the Golden Apple.

Peace, wisdom, and art are the beauties that make every moment of our lives worth living. Whether it is called the “Golden Apple” or, as it is referred to in Iran and Egypt, the “Golden Egg of the Sun,” the apricot has been nourishing not only our bodies but also our souls with its radiance for thousands of years. It is no surprise that apricots have crossed paths with Confucius, given their status as a symbol of peace, wisdom, and art. Confucius, known for imparting his philosophy to students under the shade of an apricot tree (Apricot Tree Pavilion) in Qufu City, is among those who enrich the world with their intellect and spirit. When wisdom and art converge, it’s as if the paths always lead to apricots. Apricots, with their ancient wisdom connections, seem to anchor humanity.”

Paylaş